Onun hikayesi 1912 yılında Tırnova, Bulgaristan’da başladı. Fakat çok küçük yaşlarda ailesiyle birlikte İzmit'e taşındı. Okuldayken tiyatroya başladı ama gönlünde askeriyede olmak da vardı. Bu nedenle Deniz Astsubay Okulu’na gitti

Herkes onun emekli olduktan sonra sinema dünyasına girdiğini düşündü ama gerçek böyle değildi

Fakat hayatının sonuna kadar 500 filmin üzerinde oynadı. Kimi zaman sert bir baba rolünü üstlense de genelde ton ton dedeydi. Ve hep zengin olan dede. Oysa gerçek hayat böyle değildi. Sahne bitip röpteşambırını üzerinden çıkarınca eve dönmek için minibüse biniyordu

Bu durumu şu sözlerle anlatmıştı: "Yıllarca hep zengin, fabrikatör baba rolünü oynadım. İşin en acıklı kısmi ise bütün gün zengin baba rolünü oynayıp çekim bitince eve gitmek için soğukta, köşedeki durakta dolmuş beklemem olmuştur.”

Yeşilçam’ın yasaklarla dolu zamanlarında, 1980’li yıllarda İzmir Fuarı’nda Hülya Koçyiğit’e eşlik etti; sahnede keman çaldı, fıkralar anlattı ama bu durum hiç hoşuna gitmedi. Zaten fuar dışında da hiçbir zaman bu şekilde sahneye çıkmadı.

Fakat onun televizyon ve sahne dışında da yaptığı bir mesleği vardı. Bu meslek uzun yıllar sonra ortaya çıktı. Sanatçı Müjdat Gezen geçen yıl katıldığı bir programda Hulusi Kentmen'in gerçek işini açıkladı. Sıkı durun duyunca çok şaşıracaksınız. Kentmen aslında cezaevi müdürüymüş! 

Müjdat Gezen, Kentmen'in Kasımpaşa Deniz Kuvvetleri'nde cezaevi müdürü olduğunu söyledi, "Cezaevine Hulusi Baba bakardı, insanlar onu çok sevdikleri için ses çıkarmazdı. Bu sayede aynı anda filmlerde de oynadı."