Olay, 5 Haziran 2000 tarihinde Fulya'da Narçiçeği Sokak Çiğdem Apartmanı'nda gerçekleşti.
Çağla Tuğaltay, kendi evinde, ağabeyinin odasında, üzerinde okul formasıyla boğazı kesilerek öldürüldü. Otopside cinsel istismar bulgusuna rastlanmadığını açıklandı.
KATİL TANIDIK MI?
Kapıda zorlama olmaması ve Çağla Tuğaltay'ın bağırıp yardım istememesi cinayetin tanıdık bir kişi tarafından işlendiği düşüncesini kuvvetlendirdi.
Olayın olduğu gün Nişantaşı'nda doktor muayenesine giden ve randevusunun sarkması nedeniyle kızını aradığını ancak telefonuna yanıt verilmemesi üzerine komşusunu aradığını aktaran Gülnur Tuğaltay, olay gününü Anadolu Ajansı'na verdiği röportajda şöyle anlattı:
"Komşumuzda bizim evin anahtarı vardı, 'Çağla'ya ulaşamıyorum, banyo mu yapıyor, tuvalette mi? Bir bakar mısın?' dedim. Sonra komşum bizim eve girmiş, o manzarayla karşılaşmış. Birkaç dakika sonra komşumuzu tekrar aradığımda apartmandan çığlık sesleri geliyordu. Sonunu dinlemedim zaten. Eşimle beraber hemen arabaya atladık, evin oraya geldiğimizde korkunç bir kalabalık vardı. Polisler, insanlar, apartmandakiler… Apartmana koşarak girdik. Ben yukarı çıkamadım, babası çıktı o vaziyette gördü. Evin içinde buzdolabı, gardırop, balkon dahil her yerde adamı aramış ama bulamadık, ondan sonra da hayatım karardı."
Komşularının telefonda "hemen eve gelin" demesi üzerine apartmana giden Çağla'nın babası Nedim Tuğaltay, kimse kızını yarı çıplak görmesin diye kızının eteğini düzelttiği için olay yerine müdahalede bulundu.
Ağabey İlker Tuğaltay ise olay günü Ordu'da olduğunu söyledi. Ancak 2017’ye kadar resmi ifadesi bile alınmadı, kan ve DNA örnekleri de ancak 2017’de alındı. Evde yapılan incelemelerde yabancı bir parmak izi veya DNA bulunmadı, sadece ev halkına ait izler vardı.
Adli Tıp Profesörü Halis Dokgöz, “Katil solaktır.” yorumunda bulundu. Ağabey İlker Tuğaltay'ın da solak olduğu öğrenildi.
Cinayet faili meçhul kaldı. Ancak 16 Ekim 2024’te ilk kez İlker Tuğaltay’ın resmi ifadesi alındı. Bugüne kadar yalnızca mülakat yapılmış ve ona inanılmıştı.
Alt komşu Gökçe, resmi ifadesinde Çağla’nın anahtarıyla eve girdiğini, içeride olan kişiye şaşkınlık ifadesiyle üç kez ‘A-a’ dediğini, ardından bir konuşma, koşturma ve yüksek sesle kavga duyulduğunu, babasının ise ‘Abisi gelmiştir, yine kavga ediyorlardır.’ dediğini belirtti.
Mahallede herkes en başından beri İlker Tuğaltay’dan şüpheleniyordu. Bugün de halkın büyük çoğunluğu aynı şüphede.