Ayvalık’a 7 km mesafede olan köy son yıllarda tatilcilerin en çok merak ettiği ve ziyaret ettiği tatil yerlerinden biri. Nüfusunun çoğunluğunu 1912’de Karadağ, Saraybosna ve Sancak’tan gelen göçmenlerin oluşturduğu köyde nüfusun önemli bir bölümü Boşnakçayı günlük dillerinde sık sık kullanıyor.
Küçükköy, 15. yüzyıla dayanan tarihi ile gerçek bir hazine. Fatih Sultan Mehmet’in Midilli Adası’nı fethetmek için yeniçerileri yerleştirdiği köy daha sonra Rumların ikamet adresi oluyor. Mübadele döneminde ise bu defa Rum köyü olan Küçükköy’e Balkanlardan gelen mübadiller yerleşiyor.
Boşnakların yerleştiği ve günümüzde de Boşnak kültürünün yaşatıldığı bölge, tarihi ve doğal yapısını bozmadan günümüze kadar gelmiş. Özellikle mimarisi ile dikkat çeken köyün her sokağında ayrı bir tarih yatıyor. Köy halkı Rum mimarisini çok iyi koruyarak günümüze kadar ulaştırmayı başarırken, restore edilen evler ise aslına uygun olarak tarihi ve kültürel yapıya zarar vermeden inşa ediliyor.
Smart Village: Geri dönüşen köy
Bir grup sanatçının öncülüğünde yeniden yaşam bulan köy, aynı zamanda smart village kriterlerinde bir yerleşim alanı. Sürdürülebilir enerji kullanılan, kaliteli eğitim alma ve yeterli sağlık hakkının olduğu, iyi beslenebildiği, temiz suya erişiminin olduğu bir köy yaratılmak isteniyor. Aynı zamanda teknoloji anlamında da akıllı bir köy olabilmek için fiber internet altyapısını sağlamak için de çalışılıyor. 3 yıldır sürdürülen projenin başka köyler için de örnek olması beklentiler arasında.
Küçükköy, Rum mimarisinin hakim olduğu yapılardan oluşan tarihi zengin bir yerleşim. 1924 Nüfus Mübadelesi’ne kadar yaklaşık 400 haneli bir Rum köyü olarak biliniyor. Mübadelenin ardından Balkanlardan gelen Boşnak vatandaşlar günümüze kadar kültürlerini korumayı başarmışlar. Küçükköy’de halen Boşnakça yaygın olarak kullanılıyor.
2000’li yılların başlarında ise Sarımsaklı’ya yerleşim başlayınca, köy kendi haline kalıyor. Modern hayatın sunduğu kolaylıklardan yararlanmak isteyen halk, Küçükköy’e 2 km mesafede bulunan ve yeni yerleşim yerlerine sahip olan Sarımsaklı’ya parça parça
Sanat köyü projesi
Herkes Ayvalık, Sarımsaklı ve Cunda’dan haberdarken bu küçük köyün ortaya çıkış hikayesi ise şu şekilde oluyor. 2013 yılında köye yerleşen Uğur Çalışkan, Sanat Köyü Projesi’ni hayata geçirmek için ilk adımı atıyor. Sanatçı arkadaşlarına sunduğu bu projeden olumlu dönüşler sağlayınca, köyün silueti yavaş yavaş değişmeye başlıyor.
1985 yılında Artura Sanat Atolyesi’ni kuran Uğur Çalışkan, çalışmalarına Küçükköy’deki atölyesinde devam ediyor. Köye ilk gelen ve Küçükköy’ün bir sanat köyü olmasına öncülük eden isim olan Uğur Çalışkan, köyün doğal mimarisinden etkilenip köye ilk sanat galerisini açan isim.
Küçükköy’ü nasıl keşfettiğini sorduğumuz Uğur Çalışkan, Alaçatı’da ilk galeriyi açan isim. Ancak, Alaçatı’nın son yıllarda eğlence kültürüne yönelik bir evrimleşme yaşadığını belirtiyor. Çalışkan ‘Aslında sanat ağırlıklı bir gelişim istiyorduk. Ancak bazı durumlar bizim kontrolümüzde olamıyor. Alaçatı bizim çok istemediğimiz bir duruma dönüşünce 2015 yılında ayrılma kararı aldım. Kendimize yeni bir alan aramaya başladık. Kızım ve eşimle birlikte Ege’nin hemen hemen her noktasına baktık. Biz daha ham bir yapı ve terkedilmiş bir yer arıyorduk. Son olarak Ayvalık’a geldik ve Küçükköy’e bu şekilde ulaştık. Köyün meydanına girdiğim andan itibaren ‘evet, buldum’ hissini yaşadım. Hatta arabadan dahi inmeden şu anda bulunduğumuz yeri üç gün içinde almaya karar verdim.’ diye belirtiyor.
Emekleme safhalarının geçtiğini belirten Uğur Çalışkan, ‘ Önümüzdeki 10 yıl içerisinde Türkiye’ye kültür turizmine yönelik bir kasaba inşa etmeye çalışıyoruz. Yerel ölçekte oldukça tanınan bir köyüz. Biz burayı bozmadan, dokusuna uygun hareket ederek ve sanatla harmanlayarak ilerlemek istiyoruz. Amacımız Avrupa’daki Ortaçağ köyleri gibi sanatla anılan bir köy olabilmek. Küçükköy’de bir Ortaçağ köyü. Şu anda Avrupa’daki sanatçılarla iletişim halindeyiz. Birkaç kez oradaki sanatçılarla çalıştaylar düzenledik. Sabancı Grubuna bu bağlamda bir ricamız oldu. Burada bir kampüs yapılsın ve kurumsal yapı üzerinden ilerleyebilmek için. Sabancı Grubu köyümüze Sabancı Üniversitesi’nin kampüsünü açtı. Böylece uluslararası diyaloglarımız daha da kolaylaştı. UNDP (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı) bir projesi oldu köyümüzde. Smart Village (akıllı köy) kapsamına giren köyümüzde, temiz enerji ve kültür turizmine yönelik çalışmalarımız devam ediyor. Bunlar köyümüz için çok önemli adımlar.’ şeklinde konuştu.
Kültür Bakanlığı’nın Türkiye’nin en güzel 5 köyü listesine aldığı Küçükköy, 200 bin köy arasından seçilmiş gerçek bir hazine. Birleşmiş Milletler yarışmasına girecek olan Küçükköy, Avrupa’daki benzer köylerle yarışacak.
Uğur Çalışkan gelecek yıllar için yapılan hazırlıklardan bahsederken, Jazz Festivali, Küçükköy Masal Bianeli, Kahve Festivali gibi etkinliklerin çalışmalarına başladıklarını belirtti.
Köyde kurdukları sanat komitesinde, belediyeye ve resmi kurumlara önermelerde bulunulduğunu söyleyen Çalışkan ‘ Küçükköy Sanat Komitesi, gerek peyzaj, gerek estetik ve restorasyon konularında önerilerde bulunuyor. Biz bu sürecin sanatçılarla ilerlemesinden yanayız.’ diye ekliyor.
Küçükköy’ün farkı
Küçükköy’de gözüne çarpan en önemli detayların biri, sakinliği ve tamamen sanata yönelik olan mekanlar. Dokuya uygun restore edilen yapılar işletme olarak da kullanılıyor. Ancak bu köyde, diğer turistik köylerde sıkça görebileceğiniz, yüksek sesli müzik, plastik malzemelerden üretilmiş tabelalar, sandalyeler v.b. ürünleri göremiyorsunuz. Her işletme, kullandığı sandalye ve masalardan, tabelalarına kadar doğal malzeme kullanmaya özen gösteriyor. Bu malzemeler genellikle ahşap veya seramik olabiliyor. Uğur Çalışkan son olarak, ‘Yüksek sesli müzik Cunda’da Sarımsaklı’da ve Ayvalık’da zaten var. Küçükköy’ün amacı ise sanat galeri ile bilinen, klasik müzik seslerinin duyulduğu ve sanatseverlerin sanatın birçok dalı ile buluşabileceği bir köy olabilmek. Bırakalım da her yer aynı olmasın.’ şeklinde konuşuyor. (Saniye KAVASOĞLU)