Fenerbahçe evinde Galatasaray’ı ağırladı, iki takımın risk almadığı, kaybetmekten korktuğu, ve bu sebepten ötürü kazanmak için risk almadığı seyir zevki düşük, futboldan uzak bir müsabaka izledik.

Maça Fred ve Becao’dan yoksun başlayan Fenerbahçe, İrfan Can Kahveciyi merkeze çekerek bu sezon daha önce hiç bulunmadığı bir tercihte bulundu.

Kâğıt üzerinde mantıklı dursana bu tercih oyun anlamında Fenerbahçe’ye artı sağlamadı.

Oyunun ilk yarısında topu rakibe bırakarak, rakibini ikinci bölgede karşılayan bir Fenerbahçe izledik. Oyun kurmada zorlanan Fenerbahçe, riske girmeyerek sürekli uzun toplarla kendi yarı sahasından çıktı.

Dönen topları da almakta zorlanan Fenerbahçe atak sürekliliğini de sağlayamadı.

Galatasaray ise hakim olduğu topu doğru kullanamadı. Duran toplarla etkili olmaya çalışan Galatasaray kullandığı duran toplardan istediğini alamadı.

Maçın ikinci yarısı..

Fenerbahçe ikinci yarıya İsmail Yüksek Cengiz değişikliği ile başladı ve İrfanı bütün sezon oynadığı sağ açığa çekti ve maçı 51% lehine çevirdi.

Oyunu dengeleyen Fenerbahçe rakip kalede az da olsa tehlikeli olmaya başladı.

Syzmanskinin şutu az farkla kale direği dibinden dışarı çıktı. Maçtan sonraki görüntülerde bu şutta Nelsonun dirseğine temas olduğu net bir şekilde belli oluyor. Bu pozisyonu gerek yayıncı kuruluş gerek Var hakemleri es geçti.

Oyunu dengeledikten sonra defalarca duran top kazanan Fenerbahçe bu duran toplardan hiçbir tehlike yaratamadı.

Oyunun sürekli durduğu, iki takımında kazanmak için hiçbir eylem içerisinde olmadığı temposu düşük, futbol adına kötü bir derbi izledik.

Geçtiğimiz haftalardaki maç yazılarımda Fenerbahçe’nin yedekten gelen oyunculardan hiçbir verim alamıyor demiştik. Kayseri deplasmanında Cengiz ve Batshuayi’nin hattrick ile galip gelen Fenerbahçe derbide Belçikalı forvete sadece 3 dakika süre verdi.

Lig tablosundaki denge değişmedi ve gözler artık Arabistan’da oynanacak Süper Kupa finaline çevrildi.

Cuma günü oynanacak olan Süper Kupa finalinden sonra Final yazımda görüşmek üzere….