İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasıyla ilgili 'şaibe' iddialarını yerel basında ilk kez gündeme getiren gazeteci Telat Çabuk'un Beylikdüzü Belediyesi'ne yönelik haberleri sonrası baba Hasan İmamoğlu tarafından tehdit edildiği iddia edildi.
O GAZETECİYE NE OLDU?
Gazeteci Nedim Şener, İmamoğlu'nun diplomasını 2016'da yerel gazeteci Telat Çabuk'un ilk kez gündeme getirdiğini ve dava açıldıktan bir gün sonra hayatını kaybettiğini öne sürdü. Şener, konuyla ilgili değerlendirmesinde "Ben boşuna 'çok şey bilen Ekrem İmamoğlu'nun babası Hasan İmamoğlu basın toplantısı yapmalıydı' demiyorum. 2016'de usulsüz yatay geçişle ilgili haber yazan Beylikdüzü'nde gazetecilik yapan Telat Çabuk'u arayıp tehdit etmiş. Bu konuda şikayetçi olmuş dava da açılmış. Tesadüf Telat Çabuk bir gün sonra vefat etmiş" dedi.
İMAMOĞLU'NUN AVUKATINDAN AÇIKLAMA
Gündeme bomba gibi düşen bu iddia sonrası gözlerin çevrildiği İmamoğlu cephesinden ilk açıklama geldi. İmamoğlu'nun avukatı Kemal Polat, iddiaya belgelerle yanıt vererek şikayet dilekçesinin 8 Nisan 2016, kalp krizi nedeniyle vefatın ise 15 Ağustos 2016 olduğunun açıkladı. Polat, İmamoğlu'nun babası hakkındaki davanın ise ölüm nedeniyle değil düşmediğini ve beraatle sonuçlandığı ekledi.
Avukat kemal Polat'ın açıklaması şöyle:
"Sayın Hasan İmamoğlu'nun merhum gazeteci Telat Çabuk'u usulsüz yatay geçişle ilgili haber yazması nedeniyle tehdit ettiği ve hakkında dava açılmasından bir gün sonra merhum gazetecinin vefat ettiği şeklindeki manipülatif haberlerin gerçekle ilgisi bulunmamaktadır. Nitekim şikayet dilekçesinde de bu husus yer almadığı gibi şikayet dilekçesinin tarihi 08.04.2016, merhumun kalp krizinden vefat tarihi 15.08.2016 dır. Dava ölüm nedeniyle düşmemiş, 25.09.2018 tarihli gerekçeli karar ile beraatle sonuçlanmıştır. Gerçekdışı iddialarla yapılan manipülasyonlara karşı yasal haklarımız kullanılacaktır."
İmamoğlu'nun diplomasıyla ilgili iddiaları ilk gündeme getiren isimlerden biri olan Erdem Atay yeni iddialarda bulundu. Atay şunları yazdı:
Avukat Mehmet Pehlivan’ın sanırım soruşturma dosyasından alıp paylaştığı ve dikkatimi çeken ilk belge Girne Amerikan Üniversitesi Rektörlüğünün 27 Ocak 2025 tarihinde YÖK’e gönderdiği yazı oldu.
Girne Amerikan Üniversitesi Rektörlüğü “Ekrem İmamoğlu üniversitemizin arşiv kayıtlarına göre 05.09.1988 tarihinde İngilizce İşletme Yönetimi bölümüne kayıt yaptırmıştır” diyor. Buraya kadar her şey normal!
Ancak Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçiş başvurusu dilekçesini görünce kafamda şimşekler çaktı. Ekrem İmamoğlu yazım yanlışlarıyla dolu dilekçesinde şöyle diyor:
“1988-1990 öğretim yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Southearn University Washington D.C adlı üniversitenin akredite etmiş olduğu University Collage Of Northern üniversitesinin önce hazırlık bölümünü daha sonra da İngilizce İşletme bölümünde 2. Sınıfı alttan ders bırakmadan bitirdim. Öğreniminin geri kalan bölümünü Yüksek Öğretim Kurumu’na bağlı İngilizce İşletme bölümünde bitirmek istiyorum.”
Girne Amerikan Üniversitesi 27 Ocak 2025 tarihinde YÖK’e gönderdiği yazıda Ekrem İmamoğlu’nun İngilizce İşletme Yönetimi bölümüne kaydını yaptırdığını söylüyor. İmamoğlu ise İstanbul Üniversitesi’ne verdiği dilekçede KKTC’de İngilizce işletme bölümünde okuduğunu söylüyor! Hangisi doğru söylüyor? Burada saklanan veya gizlenmeye çalışılan durum ne? İmamoğlu okuduğu bölümün ismini bilmiyor mu?
İNGİLİZCE İŞLETME YÖNETİMİ BÖLÜMÜ 2 YILLIK!
Girne Amerikan Üniversitesi’nin YÖK’e gönderdiği yazıdan sonra İngilizce İşletme Yönetimi bölümü nasıl bir şeymiş diye Girne Amerikan Üniversitesi’nin sitesine baktığımda karşıma daha şaşırtıcı bir durum çıktı.
Girne Amerikan Üniversitesi’nde İngilizce İşletme Yönetimi bölümü meslek yüksek okuluna bağlı 2 yıllık ön lisans bölümü! Üniversitenin sitesinde de 4 yıllığa tamamlamak için dikey geçiş sınavına girilebileceği ifade ediliyor. Aynı zamanda YÖK’e bağlı bütün İngilizce İşletme Yönetimi bölümleri şu an 2 yıllık! 4 yıllık İngilizce İşletme Yönetimi bölümü yok!
Şimdi şunu diyebilirsiniz; “Kardeşim İmamoğlu’nun geçtiği dönem burası dört yıllıktı belki!”
Evet haklı bir soru, eğer İmamoğlu’nun okuduğu dönem bu bölüm 4 yıllık olup, sonra da 2 yıllığa dönüşseydi üniversite YÖK’e gönderdiği yazıda bunu belirtmek zorundaydı ve ona tekabül eden bir bölümü yazmalıydı.
Şöyle bir durum daha var; 1993 yılında YÖK’ün KKTC’deki üniversiteleri tanımasından sonra bu üniversitelerin ilk öğrenci aldıkları bölümlerin hepsi meslek yüksek okullarına bağlanarak YÖK sistemine girdi. Yani 2 yıllık bölümler olarak devam etti.
Bu şaibeden net olarak belgede sahtecilik çıkar! Girne Amerikan Üniversitesi’nin YÖK’e gönderdiği yazı doğruysa İmamoğlu İstanbul Üniversitesi’ne verdiği yazıda bölümünün adını bilerek doğru yazmayarak belgede sahtecilikle fakülte yönetimini yanıltmıştır sonucu çıkar. İmamoğlu’nun İstanbul Üniversitesi’ne verdiği yazı doğruysa Girne Amerikan Üniversitesi YÖK’e yalan söyleyerek belgede sahtecilik yapmış sayılır!
İmamoğlu’nun yatay geçiş süreciyle ilgili bu en önemli durum YÖK’ün de dikkatini çekmemiş! Hazırlanan raporda bu konuya ilişkin bir tek atıf yapılmıyor. Ancak bir belgede sahtecilik konusu varsa en temel konu burası.
2. SINIFI BİTİRİP 2. SINIFA BAŞLIYOR!
İmamoğlu’nun dilekçesinde bir dikkat çekici nokta ise KKTC’de 2. sınıfı alttan hiç ders bırakmadan bitirdiğini söylemesi. Normal şartlarda her şey kuralına uygun olsa bile Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul İngilizce İşletme bölümünde 3. sınıfa yatay geçiş yapması gerekiyor. KKTC’de 2. sınıfı bitirdiği için Ekrem İmamoğlu İstanbul Üniversitesi’nde ancak 2. sınıfa yatay geçiş yapıyor.