31 Aralık 2025 Çarşamba
DOLAR 42.97 ₺
EURO 50.57 ₺
STERLIN 58.07 ₺
G.ALTIN 6,004.53 ₺
ATA 42,087.83 ₺
BİLEZİK 5,678.12 ₺
BTC 87,129.68 $
ETH 2,931.61 $
BİST 0.00

    Nejdet Niflioğlu

    Nejdet Niflioğlu

    Kültürel Alıntılar, Ortak Miras! Nejdet Niflioğlu kaleme aldı...

    Yayınlama: 30 Aralık 2025 Salı 22:27

    Yılbaşı ağacı, Noel Baba ve kış ritüellerinin kökenine dair Orta Asya’dan Avrupa’ya uzanan kültürel bir yolculuk… Geleneklerin nasıl şekil değiştirdiğini ve ortak insanlık mirasına nasıl dönüştüğünü anlatan düşündürücü ve yer yer ironik bir deneme.

    Yılbaşı Simgeleri ve Köken Sorgusu

    Yılbaşı yaklaştı, marketlerde çam ağaçları, kırmızı-beyaz şapkalı tombul amcalar ve her köşeden fırlayan “Jingle Bells” melodileriyle karşılaşmak kaçınılmaz oldu. Peki hiç düşündünüz mü, bu Noel ağacı süsleme geleneği nereden çıktı? Bu işin ucunda bizim atalarımız olabilir mi?

    Nardugan ve Hayat Ağacı İnancı

    Evet, kulağa biraz iddialı gelse de bazı araştırmacılar, Orta Asya Türklerinin kış gündönümünde kutladığı “Nardugan” adlı bayramda çam ağacı süslediklerini, dilekler dilediklerini ve bu ağacı “Hayat Ağacı” olarak kutsadıklarını söylüyor. Hatta Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ bu konuda oldukça net: “Bu gelenek bizden Batı’ya geçti,” diyor. Tabii Batılı tarihçiler biraz kaşlarını kaldırıyor, “Yok artık!” der gibi.

    Geleneklerin Yolculuğu: Paganlardan Avrupa’ya

    Oysa kültürel gelenekler, tıpkı eski bir kervan gibi, yüzyıllar boyunca oradan oraya taşınmış, şekil değiştirmiş. Paganların kış gündönümünü kutladığı Yule bayramında da ağaçlar süslenirmiş mesela. Almanya’da ise ancak 16. yüzyılda çam ağacı süsleme geleneği iyice popüler olmuş. Sonra bu gelenek İngiltere’ye, oradan da Amerika’ya sıçramış.

    Kültürel İthalat mı, Ortak İnsanlık Mirası mı?

    Peki bu durumda, Noel ağacı süslemek bir “kültürel ithalat” mı, yoksa “ortak insanlık mirası” mı? Belki de her ikisi. Çünkü kültür sınır tanımaz. Ancak bir toplumun ritüeli, başka bir toplumda bambaşka bir anlam kazanabilir. Bugün yılbaşı ağacı süsleyen biri, belki de farkında olmadan binlerce yıl önce Orta Asya bozkırlarında dilek tutan bir şamanın geleneğini yaşatıyor olabilir. Ya da sadece sosyal medya sayfasına güzel bir kare atmak istiyordur, kim bilir?

    Ayaz Dede: Bizim Mitolojik Kış Figürümüz

    Bu noktada sahneye biri daha girmeli: Ayaz Dede. Türk mitolojisinin karlı dağlarından gelen bu bilge ihtiyar, kışın ruhunu temsil eder. Uzun sakalları, mavi-beyaz giysileri ve elindeki bastonuyla, adeta bizim Noel Baba’mız. Ama o, geyiklerle değil, rüzgârla gelir. Çocuklara hediyeler dağıtmak yerine, onlara doğanın gücünü ve sabrın değerini öğretir. Belki de Batı’nın Noel Baba’sı, Ayaz Dede’nin biraz daha ticari versiyonudur. Kim bilir, belki de Ayaz Dede, Coca-Cola reklamları sayesinde kırmızıya bürünüp dünyayı dolaşmaya başlamıştır.

    Gelenekten Tüketime: Değişen Anlamlar

    İşin espirili yanı şu: Atalarımız çam ağacını süsleyip dilek dilerken, biz bugün o ağacın altına kredi kartı borcuyla aldığımız hediye paketlerini koyuyoruz. Onlar doğayla uyum içinde bir ritüel yaparken, biz ağacımızı ne amçla süslediğimizi bile bilmiyoruz.

    Umut, Dilek ve Ortak İnsanlık Hissi

    Sonuç olarak, Noel ağacının kökeni ister Orta Asya’dan gelsin, ister Avrupa’nın karanlık ormanlarından, bu gelenek bize bir şeyi hatırlatıyor: İnsanlar olarak kutlamayı, dilek dilemeyi ve umut etmeyi seviyoruz. Ve belki de bu yüzden, her yıl Aralık ayında hep birlikte bir ağacın etrafında toplanıyoruz – kimimiz geçmişi hatırlayarak, kimimiz geleceği hayal ederek. Ve belki de bir yerlerde, Ayaz Dede hâlâ karlar içinde yürüyüp eski bir çam ağacının altında dilek tutan çocukları izliyordur. 2026 yılının hepimize umutlu, bereketli, başarılı ve sağlıklı güzel günler nasip etmesini diliyorum.