Türkiye, yüksek enflasyon ortamından kararlı bir ekonomik programla çıkmaya çalışırken, hem iç hem de dış pazarlarda daralan taleple birlikte düşen iş hacmi KOBİ’ler başta olmak üzere firmalarda sancılı bir süreç yaşatıyor. Bir yandan piyasadan alacaklarını tahsil etmek için ‘takas’ gibi farklı argümanlar geliştiren firmalar, diğer yandan da yılsonunun gelmesiyle kredilerde ‘ana para’ ödeme stresini yaşıyor.

Yıl bitmeden, kredi borçlarında yapılandırma, ana para ödemelerinde de ‘öteleme’ talep eden reel sektör temsilcileri, yeni yılla birlikte maliyetlerin yüzde 30 artacağına dikkat çekiyor. Bankaların yeni dönemde limit çalışması yaparak yeni kredilendirme yapacağına işaret eden reel sektör temsilcileri, “Maalesef içinde bulunduğumuz yıl itibariyle ayakta kalmakta dahi zorlanan işletmeler, ana parayı denkleştirme güçlüğü yaşıyor. Bu konuda hem kamunun hem de bankacılık sektörünün, sanayicinin yanında olmasını bekliyor ve yeni bir düzenleme talep ediyoruz” açıklamasını yapıyor.

Bankalarca kullandırılan kredilerin sektörel dağılımına bakıldığında Türkiye Bankalar Birliği Risk Analiz Merkezi’nin Ekim 2024 verilerine göre, toplam brüt kredi miktarı 15 trilyon 647 milyar 911 milyon 288 bin TL oldu. Aynı dönemdeki tasfiye olunacak krediler toplamı 328 milyar 93 milyon 844 bin TL olarak kayıtlara yansıdı. BDDK verilerine göre, 4-11 Ekim 2024 aralığında takibe düşen ticari kredilerin borç dağılımı içindeki yeri dikkat çekti. Bu dönemde takibe düşen borç miktarının yüzde 65.5’ini ticari krediler oluşturdu.

BANKALARLA KREDİ YAPILANDIRMA GÖRÜŞMELERİ BAŞLAYACAK

Yüksek faizin özellikle KOBİ’ler için ciddi yük oluşturduğunu söylyen Triko Sanayicileri Derneği (TRİSAD) Başkanı Mustafa Balkuv, “Borç ödeme güçlüğü yaşayan birçok işletme için kredi yapılandırma ihtiyacı var. 2025 itibariyle reel sektördeki işletmeler, faiz yükü ve artan maliyetler karşısında finansal sürdürülebilirliklerini sağlamak için bankalarla kredi yapılandırma görüşmelerine başlayacak. Bankaların esneklik gösterebileceği ve işletmelerin ödeme planlarını uzatabileceği bir ortam oluşabilir” dedi. Borç yapılandırılmasında en önemli beklentinin düşük faiz ve ödeme süresinin uzatılması olduğunu aktaran Balkuv, “Bankaların, daha fazla reeskont ve erteleme imkanı sunarak, işletmelere ödeme kolaylığı sağlamaları bekleniyor. Bu adımlar, KOBİ’lerin finansal dengelerini kurmalarına ve belirsizliklere karşı direnç kazanmalarına yardımcı olur” dedi. 2025’te çok sayıda işletmenin yüksek faiz yükünden kurtulmasının zor göründüğünü anlatan Balkuv, şöyle devam etti: “Bankalarla yapılacak yapılandırmalar ve alınacak yeni finansal düzenlemelerle, borçların daha yönetilebilir bir seviyeye çekilmesi ve reel sektörün yeniden büyüme ivmesi kazanması mümkün olabilir.”

"YÜKÜ AZALTACAK YAPILANDIRMA ÜRETİLEBİLİR"

Türkiye’de yatırım kredileriyle başlayan ve faiz artışıyla birlikte hem yönetilmesi hem de taşınması güçleşen bir kredi yükü olduğunu dile getiren Konfeksiyon Yan Sanayicileri Derneği (KYSD) Başkanı Murat Özpehlivan, “Geçen yıl yüzde 10 seviyelerinden kısa sürede yüzde 60’lara yükselen kredi faiz oranları şirketlerin bilançolarını ve rasyolarını bir yıl içerisinde arzulanmayan bir seviyeye taşıdı. Bu borçların ekonomi yönetimi tarafından ele alınması elzem” dedi. Başta döviz kurları olmak üzere, maliyetler ve faiz üçgeninde sıkışan ekonomik modelin derhal değişmesi gerektiği yorumunu yapan Özpehlivan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İç pazarda ve ihracatta rekabet edemeyen ve sıkışıp kalan güçlü endüstrileri, girdiği bu tıkanıklıktan çıkarmalıyız. Firmalarımız ağır masraflarla boğuşurken bir de anlamsız bir finansal maliyetle baş etmek zorunda kalıyor. Bu nedenle, borç yükünün hafifletilmesi adına düşük maliyetli yapılandırmalar da dahil yapısal çözümler üreterek, firmalarımızın yaşanan bu süreci en az hasarla atlatmasını sağlamamız gerekiyor.”

Reel sektörde 'ana para' krizi! İflaslar artabilir - Resim : 1

"ANA PARA ÖDEMELERİNDE BİR DÜZENLEME BEKLİYORUZ"

Yüksek faizin altında kalan sanayicinin, bir yandan yüksek faizle alınan kredilerin ödenmesi için çaba gösterdiğini, bir yandan da anaparanın ödeme stresiyle baş etmenin yollarını aradığını söyleyen Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkanı Ömer Karadeniz, bankaların sanayicilere farklı kredi modelleri sunduğunu hatırlattı. Karadeniz, “Bu kredilerden biri de önce faizlerin, daha sonra ana paranın ödendiği bir model. Yani ana para ödemesi en son takside bırakılabiliyor"dedi. Yıl sonuyla ana parasını ödemek zorunda kalan sanayici için yeni bir düzenleme talep eden Karadeniz, şunları söyledi: “Pek çok işletmemiz, kredi borçlarının yapılandırılması için bankalarla pazarlık ediyor. Ödeme zorluğu çeken sanayicimiz, ana para ödemelerinin ötelenmesini bekliyor. Bu konuda hem kamunun hem de bankacılık sektörünün biz sanayicilerin yanında olmasını istiyoruz. Sermaye sıkıntısı sürüyor. Sanayici için fatura ağır. Şirketler, maliyetleri minimize etmek için yatırım ve büyüme planlarını rafa kaldırıyor. En önemli sorun nakit akışını yönetmek ve işletme sermayesini fonlamak” dedi.

"ASYALI ÜRETİCİLERİN KREDİSİ İTHALATÇININ ELİNİ RAHATLATIYOR"

İthalata dayalı bir yapısı bulunan paslanmaz çelik sektöründe KOBİ dışı firmalar için yapılandırma beklentisi olmadığını söyleyen Paslanmaz Sanayici ve İş İnsanları Derneği (PASİD) Başkanı Arslan Küçükemre, TL bazındaki yüksek faizlerden kaçınan firmaların döviz kredisi ile borçlanmaya yöneldiğini belirtti. Uzakdoğu’da artan imalatı dengelemek için Asyalı ihracatçı firmaların da ithalatçı ve kullanıcı sektör firmalarına ‘çok uygun’ koşullarda kredi ve ürün teklif ettiğini belirten Küçükemre, “Fabrikanın ürünlerini satan traderlar, mal satışı için alıcı firmalara kredi limiti belirleyerek o limitler dahilinde, vadeli mal satıyor. Bu alışılmadık piyasa kredisi, piyasamızı rahatlatıyor” dedi.

Reel sektörde 'ana para' krizi! İflaslar artabilir - Resim : 2

"YAPILANMA OLMAZSA 2025’TE YAPRAK DÖKÜMÜ ARTACAK"

Yeni yıla girmeden bankalarla kredilerdeki ana para borcunu kapatma pazarlığının başladığını söyleyen İstanbul Tüccarlar Kulübü Derneği Başkanı İlker Önel, “KOBİ’ler, bankalardan rotatif dediğimiz her 3 ayda bir faiz ödemeli yılda bir kez anapara kapatmalı bir kredi kullanıyor. Bankalalar yılsonunda kullanılan kredinin bir şekilde kapatılmasını, ondan sonraki süreçte de limit çalışması yapıp kredi yenilemesi yapıyor. Maalesef içinde bulunduğumuz dönem itibariyle özellikle mikro ve küçük işletmeler artan maliyet, zayıflayan özkaynak, artan ticari alacak ve düşük taleple sene sonunda anaparayı denkleştirmede zorlanıyor. Bu sebeple bankalardan beklentimiz ticari faaliyeti devam eden, takıntısı olmayan işletmelere faizi tahsil edip anapara kısmını yenilemesi. Böylece hem işletmenin ticari faaliyeti kısıtlanmayacak hem de önümüzdeki yıl için sermayesi zayıflamayacak” dedi. Bankalar anapara ödemesinde ısrarcı olursa KOBİ’lerin 2025 yılına ciddi anlamda bir borç stoku ve operasyonel kabiliyetleri azalmış olarak gireceğine dikkat çeken Önel, “Bunun sonucunda, üretim ve istihdam kaybı ile birlikte konkordato ve iflas süreçleri artar” vurgusu yaptı.

"KOBİ'LER İÇİN ÖNEM TAŞIYOR"

Otomotiv Satış Sonrası Ürün ve Hizmetleri Derneği (OSS) Başkanı Ali Özçete, 2025 yılı satış rakamlarını etkileyecek en belirleyici faktörlerin başında faiz indirimlerinin geldiğini söyledi. “2025 yılı itibarıyla faizlerin gerilemeye başlaması, yurtiçi piyasada arz–talep dengesini yeniden canlandıracak” diyen Özçete, şöyle devam etti: “Sektör kısa vadeli borçlanmaya ve tahsilata yöneldiği için 2024’te sektörel iflas oranları her ne kadar son 10 yılın ortalamasının en yüksek seviyesine çıkmış olsa da doğal iş akışını zedeleyecek büyüklüğe ulaşmadı. Özellikle KOBİ statüsündeki firmalar için kredi faizlerine yapılabilecek olumlu bir düzenleme ve kredi erişim kolaylığı büyük önem taşıyor.” Bu yıl dövizdeki stabilizasyonla işletme giderlerinin TL bazında enflasyon oranında artış gösterdiğini, yedek parça emtia fiyatlarının ise döviz bazında stabil kaldığını belirten Özçete, şunları söyledi: “Bu da hem üretici hem de dağıtıcı tarafında sektörü ciddi anlamda zorladı. Yeni yıla 2024’ten geriye kalan karsızlık problemi ile başlamak 2025 yılı için kaygıları biraz artırıyor. İhracata ve istihdama yönelik teşvikler için adımların atılması gerekiyor.”