Değerli okurlarım, güzel anadilimizde, ömrümüz için hayat ve yaşam terimleri kullanılıyor.
Neden ve ne zaman dikkatimi çekti hatırlamıyorum. Ancak, İlber Ortaylı bir sohbet sırasında „İki farklı sözcük olması boşuna değil. Bize verilen hayatı – yani süreyi – nasıl geçirdik, nasıl davrandık, üslubumuz neydi? İşte, artık o bizim yaşamımıza dönüşüyor.“ dediğini duyunca bu konu tekrar aklıma takıldı.


Diğer bildiğim dillerle karşılaştırdım. Tercüme etmeye çalıştım. Olmuyor. Ömür diyorsunuz, hayat çıkıyor; yaşam diyorsunuz, tarz çıkıyor. Yani, yaşam sözcüğünün, hayatı yaşamanın bir tarzı olduğunu diğer diller kabul etseler de, Türkçemizdeki bu ayrıntıyı ifade edemiyorlar.


Anadil Eğitimi Neden Önemli?

Türkiye’den göç kabul eden tüm Avrupa ülkelerinde yıllardır, Eğitim Ataşeliklerimiz ve Okul Aile Birliklerimiz, anadil eğitiminin önemini vurguluyorlar.
Çocuklarınızı haftada bir Türkçe derslere gönderin, devletimizin bu hizmetinden faydalanın diyorlar. Kampanyalar, farklı etkinlikler sunuyorlar, dergiler yayımlıyorlar. Yine de öğrenci sayıları maalesef düşüyor ve düzgün Türkçe konuşan gençlerimizin sayısı gittikçe azalıyor.
Neredeyse 65 yıllık göç tarihimizde henüz çocuklarımıza ilkokul düzeyinde temel eğitim sağlayan, haftada bir sunulan Türkçe derslerini dolduramıyoruz.


Dresden’de Uluslararası Kürt Üniversitesi

Ancak bu günlerde ne oluyor, duydunuz mu? Almanya’nın Dresden şehrinde 2026 yılında Uluslararası Kürt Üniversitesi açılıyor!
Bu girişim, sadece eğitim değil, aynı zamanda kültürel kimlik, dil politikası ve diaspora sosyolojisi açısından da çok katmanlı bir anlam taşıyor. Kürt diasporasının uzun süredir süregelen eğitim ve kimlik talebine yanıt niteliğindeki bu gelişme, Avrupa’daki Kürtler için tarihi bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Üniversitenin kurucusu, Rojava (Kuzey Suriye) kökenli olan siyaset bilimci ve yazar Dr. Unis Bahram.


Gerçekten Yaşıyor Muyuz?

Şimdi dönelim yine başa: Yaklaşık 65 yıldır Avrupa’da yaşayan Türkler, gerçekten yaşıyorlar mı, yoksa hayatlarını mı sürdürüyorlar?
Vay bizim tarihi eserlerimizi kendi ülkelerine kaçırmışlar, bizim kültürel kimliğimizi sahiplenmişler, bizim mutfak lezzetlerini kendilerine tescilliyorlar diyerek nara atanlar, geçmişteki siyasi liderleri lanetleyenler nerdesiniz?
Türklüğe sahip çıkmak, başkalarının düzenlediği kültür faaliyetlerinde, kâğıttan Türk bayrağı sallayarak olmaz. En azından çocuklarınızı Türkçe derslere gönderin ve dilinize sahip çıkın.


Bayram Mesajı

Mübarek Kurban Bayramınızı candan kutluyorum.
Sevgiler ve Selamlar
Nejdet Niflioğlu