Zatülhareke! Nejdet Niflioğlu kaleme aldı...
Değerli Okurlarım, diller zaman zaman değişime uğruyor. Türkiçe’de kullanılan kelimelere, Türk Dil Kurumu tarafından her geçen gün yeni türkçeleştirilen kelimeler eklenmektedir. Hızla değişen Türkçe’yi hatasız kullanmak hiç te kolay değil.
Üstelik, çoğumuz henüz elli yıl önce konuşulan Türkçe’yi anlamakta zorlanıyoruz. Kelimelerin kökenleri unutuluyor veya yanlış bilgilerle saptırılıyor. Bu oluşumdan malesef eski ata sözlerimiz de payını alıyor: Eşek hoş laftan ne anlar, Güzel bakmak sevaptır, Kısa kes Aydın abası olsun. Eminim; bunları okuyunca hatalı biçimlerini hemen hatırladınız. Bu durum
aslında hiç te göründüğü gibi eğlenceli değil. Ulusal ve toplumsal varlığımızın en önemli simgesi olan Türkçe dilimize en iyi şekilde sahip çıkmalıyız.
Yazımızın başlığı Zatülhareke. Bunun anlamı, kendiliğinden hareket eden dir. 1895 yılında Türkiye’ye gelen ilk motorlu taşıtlara verilen isimdir. O tarihlerde Türkiye’de şoför olmadığından zatülhareke sahipleri Avrupa’dan gelen şoförleri görevlendiyormuş. Bu şoförler de zamanla zatülhareke yerine kendi dillerinden aktardıkları „Otomobil“ değimini
Türkçemize adapte etmişler. İstanbul’un ilk zatülhareke sahibi Iraklı bir hurma kralı olan Züheyirzade dir.
Züheyirzade’nin Acem seyisine (at bakıcısına) birkaç gün sürücülük dersleri verip onu İstanbul’un ilk sivil şoförü olarak yetiştirmişler.
Yurtdışında sürücülük öğrenen ilk şoför kuşağı, Züheyirzade’nin Acem seyisinin araba kullanma tarzıyla devamlı alay etmişler ve kötü araba kullananlar için söylenen „acemi şoför“ nitelemesini Türkçe’mize kazandırmışlar.
Güzel dilimizi hayatınızdaki güzellikler için devamlı doğru kullanmanızı diliyorum. Sevgiler ve
Selamlar Nejdet Niflioğlu