Kara Harp Okulu dönem birincisi Ebru Eroğlu, mezuniyet töreninin ardından arkadaşlarıyla birlikte geleneksel teğmen yemini etmiş, ardından 'Mustafa Kemal'in Askerleriyiz' sloganı atmıştı.

Her yıl mezuniyet töreninde yapılan yemin nedeniyle Eroğlu ve arkadaşları, iktidar cephesi tarafından büyük bir tepkiyle karşılaşmış, ordudan ihraç edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı.

Gazeteci Barış Terkoğlu, Cumhuriyet'teki köşesinde Teğmen Ebru Eroğlu'yla ilgili yeni bir gelişmeyi aktardı.

TECAVÜZ TEHDİDİ

Terkoğlu, Eroğlu'nun, sosyal medyadaki tecavüz tehdidi karşısında savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu ancak bunun 'suç' olarak görülmediğini yazdı.

Terkoğlu şöyle anlattı:

"Ellerini kollarını bağlamışlar. Ağzına bez sıkıştırmışlar. Sürekli vuruyorlar. Buna da yargı diyorlar. Sadece 'Mustafa Kemal’in askerleriyiz' diye bağırdılar. Sadece yıllardır TSK’nin geleneği olan mezuniyet yeminini ettiler. Ardından günlerce hakarete uğradılar. Haklarında soruşturma açıldı. Öğrendik ki Kara Harp Okulu dönem birincisi Teğmen Ebru Eroğlu’nun da aralarında olduğu askerler ihraç talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edilmiş.

Önümde üç tane yargı dosyası duruyor. Üçünün de konusu hakaret. Neyle mücadele ettiğimizi, Teğmen Ebruları harcayan düzenin nasıl kurulduğunu, Cumhuriyet kurumlarının ne hale getirildiğini anlayın diye anlatacağım.

İlki Teğmen Ebru ile ilgili. Dedim ya, yemin töreninden sonra binlerce hakarete uğradılar diye. Baş etmek mümkün değildi. Ama fotoğrafının altına yazılanlardan bir tanesi Teğmen Ebru’ya 'Yeter artık' dedirtti. Genç bir kadın olarak savcılığa şikâyet etti. Bu köşede küfür görmezsiniz. Ama madem faili etmiş, madem savcı birazdan okuyacaklarınızı yazmış, ben de utanmadan yazayım, kızaran senin yüzün olsun okuyucu: 'Bunu insan s... bile, o kadar çirkin bir Kemalist kaşar ama Kemalist olduğu için tecavüz edebilirim buna.'

SAVCI, "İFADE HÜRRİYETİ" DEDİ

Savcı bu paylaşımda bir suç görmedi. Geçen 21 Ekim’de kovuşturmaya yer yok kararı verdi. Ebru’nun fotoğrafının altına yazılan bu küfrü, 'Ebru’nun adını yazmamış sonuçta' diyerek ifade hürriyeti saydı. Devlete göre 'Mustafa Kemal’in askeri' demek suç, 'Kemalist askere tecavüz edebilirim' demek ifade özgürlüğüydü!"