Albay Behiç Erkin! Nejdet Niflioğlu kaleme aldı
Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, tarafından Liyakat Nişan ödülü alan ve Neox Medya yazarı olan Nejdet Niflioğlu’nun yeni yazısı \'Albay Behiç Erkin\' yayımda!
Değerli Okurlarım, yazımın başlığındaki ismi daha önce duymadıysanız şimdi pür dikkat okumaya devam edin. Yabancı gelmediyse de dikkatle okuyun. Çünkü bilhassa bu günlerde bazı bilgilere sahip olmak bizler için çok önemli.
Cumhuriyet tarihimizde o kadar önemli isimler var ki, sadece bazılarını tanımak diğerlerine haksızlık olur. Ancak, bilhassa yaşadığımız ülkenin siyasi akışına karşı koyabilmek için Türk tarihinin büyük bir şahısı hakkında bilgi birikimimizi arttırmamız gerekiyor.
1876 yılında İstanbulda dünyaya gelen Behiç Erkin 1961 yılında vefat etmiştir. Neredeyse tüm ömrü boyunca yaşadıklarını gün gün kaydetmiş, 900 defterden oluşan notlarını 29 Ekim 1958 tarihinde Türk Tarih Kurumu’na teslim etmiş ve bunların yayınlanması için ayrıca onbin TL bağışta bulunmuştu. Böylece, devlete ve millete tek kuruş yük olmadan “Hatırat” isimli kitabı basılmıştı.
Behiç Erkin bir İstihkam subayıdı. Ankara Malıköy müzesini, Kurtuluş savaşının lojistik merkezi olarak yönetmişti. Behiç Erkin bir lojistik dehasıydı. Çanakkale’ye asker ve erzak sevkiyatında inanılmaz işler yapmıştı. Bu başarılı çalışmalarından dolayı kendisine demiryolları yönetimi bizzat Mustafa Kemal Atatürk tarafından verilmişti. Savaştan sonra, TCDD kurucusu ve ilk genel müdürü oldu, demiryolu okulu açtırdı, uzman personel yetiştirdi. İşletme dilini Fransızca‘dan Türkçe’ye çevirdi. Demiryolları müzesi kurdu. Hani‚ Onuncu Yıl Marşında „Demir ağlarla ördük, anayurdu dört baştan“ dizileri var ya, işte o dizileri Behiç Erkin’e ithafen Mustafa Kemal Atatürk kendi eliyle eklenmiştir o marşımıza.
Behiç Erkin milletvekilliği, bakanlık ve büyükelçilik yaptı. Ulu önderimizin tanımına göre “Her şart altında kendi doğrularını dile getirme cesaretini gösteren, bağımsız kişi” İkinci Dünya Savaşı’nda Fransa Nazi işgali altındayken, Türkiye Cumhuriyeti’nin Paris Büyükelçiliğini yapmaktaydı.
İşte burada, Paris Büyükelçisi görevinde müthiş bir insanlık örneği sergiledi Behiç Erkin. Yaklaşık yirmi bin Yahudi’ye Türk pasaportu vererek, onları Türk vatandaşı göstererek ölümden kurtardı. “Türk ulusu adına konuşuyorum, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyetinde, din, dil, ırk ayırımı yoktur. Vatandaşlarımıza dokunamazsınız” diyen, yaklaşık yirmi bin insanı kurtaran bu koca yürekli kahramanımızın öyküsünü Burak Arlıel 2011 yılında “Turkish Passport” isimli bir sinema filminde canlandırılmıştır.
Keşke, Turkish Passport, Hollywood yapımı olan Schindlerin Listesi filmi kadar popüler olabilseydi ve fabrikatör Schindler’in aksine, hiçbir maddi menfaatı olmamasına rağmen binlece Yahudi’yi Nazi zulmünden kurtaran Behiç Erkin tüm dünyada tanıtılsaydı.
Henüz geç sayılmaz. YTB ve diplomatik temsilciliklerimiz Albay Behiç Erkin’in insanlığa katkılarını ve Cumhuriyetimiz için yapmış olduğu başarılı çalışmalırını yoğun şekilde tanıtabilirler, Turkish Passport filmini yoğun şekilde hem sinemalara hem de Televizyon kanallarında vizyona getirebilirler. Bence güzel ve faydalı olur. Hem vatandaşlarımız bilgilendirilir hem de tüm dünyaya önemli siyasi mesajlar verilmiş oluruz. Biz Türkler ırkçı, ayırımcı, bölücü yahudi düşmanı değiliz. Tarihimiz boyunca da hiç olmadık. Geçmişimizde utanmamız gereken hiçbir kara lekemiz yok, çok şükür. Ülkemizde barış- dünyada barış ilkesine uyan ve hiçbir savaşa sebep vermeyen bir ulusun Avrupa’da yaşayan bireyleriyiz. Siz ne dersiniz, değerli okurlarım? Sevgiler ve Selamlar Nejdet Niflioğlu