Adana’da Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işıl Var, Kurban Bayramı öncesi bayram ziyaretlerinde ikramlıkların vazgeçilmezi olan baklava ve halka tatlı, lokum, cezerye gibi şekerlemeler üzerine yaptığı araştırmanın sonuçlarını paylaşarak, vatandaşlara uyarılarda bulundu. 

BAKLAVADA DIŞKI KÖKENLİ BAKTERİ

Belirli aralıklarla gıdaların mikrobiyolojik açıdan değerlendirmelerini kapsayan laboratuvar çalışmalarından baklavada şaşırtıcı sonuçlar çıktı. Daha önce; cam kaselerin içinde, küp küp doğranmış pişmiş nişastanın üzerine rendelenmiş buz, pudra şekeri, kırmızı gıda boyalı şurup dökülüp muz, çilek ve kivi gibi meyve parçacıklarıyla servis edilen bici bici tatlısında tespit ettikleri dışkı kökenli E.coli adı verilen bakteri bu kez baklavada saptandı.

HALKA TATLIDA STAPHYLOCOCCUS AUREUS ÇIKTI

Küf, maya ve koliform grubu bakteriler açısından 50’ye yakın örneği değerlendirdikleri çalışmanın detaylarını paylaşan Prof. Dr. Işıl Var; 

“Adana yöresinde halka tatlılar sıklıkla tüketilir. Bu tatlıyı sokak satıcılarında kaldırımlarda iki adıma bir görebilirsiniz. Bunun yanında bayramlarda cezerye, lokum çokça tüketilir. Ayrıca olmazsa olmazımız evlerde dahi yapılan ve şu an çok çeşidi çıkan baklavalar bizim milli tatlımızdır. Bunların tamamını kapsayan bir laboratuvar çalışması yaptık. Cezerye örneklerinin birçoğu koliform açısından kirli bulundu. Lokum örneklerinde ise beklemediğim halde orada da çalıştığımız örneklerin 3’te 2’sinde koliform, maya ve küfe rastlandı" dedi. 

"BAKLAVADAKİ BAKTERİ HİJYEN EKSİKLİĞİNDEN"

Prof. Dr. Işıl Var, baklavada yapılan çalışmalarla ilgili; Esas sürprizi baklava yaptı. Baklava sadece şekerli ürün değil. Onun içerisine fıstık, ceviz konulup süslemeler yapılıyor. Baklavalarda yaptığımız çalışmada yine maya, küf ve koliformlar bulundu. Fakat baklavada 20 örneğin 5’inde dışkı kökenli koli basili E.coli ile karşılaştık. Bu durum baklavayı hazırlayan personelin hijyen eksikliğinden ya da ceviz ve fıstıkların mikrobiyolojik kalitelerinin iyi olmamasından kaynaklı olabilir. Baklavada bunu görmek üzücü oldu. Bunun hiçbir şekilde çıkmaması gerekiyor. Özellikle çocuk ve yaşlıların bağışıklığı daha düşük olduğu için bu ürün çok tüketildiğinde ishal, kusma, bulantı gibi durumlarla kendini gösterebilir" ifadelerini kullandı. 

Var ayrıca, "Halka tatlılarda da koliformlarla karşılaştık ama insanlarda, üst solunum yolunda, bağırsak mukozasında ve deride normal mikrobiyotanın bir üyesi olarak mevcut olabilen ‘Staphylococcus aureus’ bakterisine rastladık. Bu da gıda zehirlenmesi yapar. Yapım aşaması, servisi göz önüne alındığında öksürüp, hapşıran, elinde yara olabilen personel tatlıyı bu şekilde kirletebilir. Bir de çok fazla dış ortamlara maruz kalarak satıldığından maya ve küf açısından daha kirli bulundu" şeklinde konuştu. 

Gıda zehirlenmeleri durumunda ürünün etiket bilgilerinin çok önemli olduğuna işaret eden Prof. Dr. Prof. Dr. Var, bakanlık tarafından da zorunlu tutulmasına karşın açıkta satılan ürünlerin çoğunluğunda etiket bulunmadığını, bu durumun daha sık denetlenmesi, yaptırımların artırılması gerektiğini sözlerine ekledi.