İddianame kabul edilmeden önce "Suçlular cezalandırılsın." diye konuşan baba Arif Güran ise tutuklu olan aile üyelerini savunarak HTS kayıtlarının güvenilir olmadığını ileri sürdü.

Duruşmaya sayılı günler kala sessizliğini bozan baba Güran, bu vahşeti kimin yaptığı belli olduğunu söyleyerek cinayeti net aydınlatacak iki kamera olduğunu öne sürdü. Bu kameraların ortaya çıkmasıyla her şeyin ortaya çıkacağını iddia eden baba Güran, "Burada önemli olan tek şey, bu cinayeti işleyen kim. Bu cinayete kanıt olan iki kamera var ve iddianamede yok." dedi.

Evin karşısındaki ve askeri üs bölgesindeki kamera görüntülerinin iddianamede olmadığını söyleyen Arif Güran, "İlk günden beri demişim kızım yukarı çıkmamış. Bunun tespiti için, karşımda kuş bakışı 800 metre kamera var. Havaalanı mobesesi kamerası var. Evim karşısında Dara-2 askeri üs bölgesi kamerası var. Orada 3 kamera var." iddiasında bulundu.

KEKEME DİYE DALGA GEÇMİŞ

İddianamede itirafçı olarak yer alan tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar'ı katil olarak suçlayan Arif Güran, “İftira atıyor. Bir katilin lafını dinleyerek bir anne cezaevinde. Bir ağabey, bir amca cezaevinde. Delili, tespiti varsa durdursun. Ona bir şey demiyorum. Gözümde benim ailemdir, devletin gözünde şüpheli ise cezaevindedir." ifadelerini kullandı.

Bahtiyar ile daha önce kekeme olduğu için dalga geçtiğini dile getiren Arif Güran, aralarında araba ticareti konusunda anlaşmazlık olduğunu da öne sürmüş ve Bahtiyar'ın intikam almak için kızı Narin'i öldürdüğünü iddia etmişti.

Anne Yüksel Güran ise amca Salim Güran ile ilişkisi olduğu iddialarına ise "Böyle bir şey kesinlikle yok, bu iddialardan utanç duyuyorum. Narin’i kim öldürdüyse Allah belasını versin." dedi.

Cinayet günü HTS kayıtlarına yansıyan Salim Güran ile telefon görüşmesine ilişkin ise "Bir kez yanlışlıkla aradım. Başka da kendisini aramadım." yanıtını veren Yüksel Güran, sorgulardaki çelişkili ifadelerinden dolayı tutuklandı.

Ağabey Enes Güran'ın kolundaki ısırık ve gözündeki morluk ise kendisini cinayetin sanıklarından biri yaptı.

Gözündeki morluğun kız kardeşini mısır tarlasında ararken oluştuğunu dile getiren Enes Güran, kolundaki ısırığı ise "Hatırladığım kadarıyla Narin'in kaybolduğu 3. gün evimize gelenler oluyordu ve evde herkes ağlamaya başladı. Bende o an çok üzüldüm. Ağlarken babamın beni görerek üzülmemi istemediğim için kolumu üzerine kapatarak ağlamıştım. O esnada sinirden kolumu ısırdım." diyerek açıkladı.

SALİM GÜRAN'I SUÇLADI

Nevzat Bahtiyar, Narin'in cansız bedenini dere yatağını taşıdığını itiraf etmişti.

Bahtiyar, yanında birisinin olmadığını, dere kenarına tek başına indiğini söyledi. Şüpheli, Narin'in cesedini kendisine amca Salim Güran'ın verdiğini ve yok etmesini istediğini iddia etti.

AMCA SALİM GÜRAN ÇALIŞMALARI SEKTEYE UĞRATMIŞ

Salim Güran'ın fiilen kullandığı aracın şoför koltuğunun oturma kısmında Narin'e ait DNA profili bulundu.

İddianamede köy muhtarı olan amca Salim Güran'ın ailenin tarlalarını ekip biçtiği, bu nedenle ailenin önde geleni olarak hareket ettiği ifade edilen iddianamede, şüphelinin arama çalışmalarının başından itibaren kolluk birimlerini yanlış yönlendirmeye ve arama çalışmalarına yön vermeye çalıştığı, tedirgin hal ve tavırlarda bulunduğunun kolluk birimlerince tespit edildiği aktarıldı. Salim Güran ise olay günü Nevzat Bahtiyar ile bir araya gelmediklerini öne sürüp kendisi tarafından kullanılan aracın kapılarının sürekli açık olmasından dolayı DNA örneği bulunabileceğini dile getirdi.

Hayat kadınlarıyla zaman zaman görüşme yaptığı için WhatsApp kayıtlarını sildiğini ileri süren Güran, Narin'i kendisinin öldürmediğini iddia etti.

Cinayet dosyasındaki yeni bilgiler de ortaya çıktı. Kırmızı bir terliğin baba Arif Güran’ın aracına bırakıldığı bu araç üzerinde gece karanlığında özel yöntemlerle biyolojik bulgu çalışması yapıldığı öğrenildi

YOLDA BULDUK DİYE ARACA BIRAKIP KAFA KARIŞTIRDILAR

Narin’in kuzeni olan ve jandarmayla birlikte arama faaliyetlerine katılan Osman Güran ifadesinde, “Narin’in kaybolduğu gün akrabamız Muhammet Kaya Arif Güran’a ait 21 ADT 429 plakalı araçla dedemlerin evine geldi. Muhammet’e benzinliğe gidip sigara alalım dedim. Kuzenim Barış Güran ben ve Muhammet birlikte Çarıklı’daki benzinliğe gittik. Koltuğu kendime göre ayarlarken paspasın üzerinde kırmızı bir terlik gördüm. Terliği elime alarak Muhammet’e kimin olduğunu sordum. O da yolda bulduğunu ve Narin’e ait olabileceğini değerlendirip araca bıraktığını söyledi. Narin’in babasına göstermeyi unuttuğunu bana söyledi. Görür görmez Muhammet’e verdim o da fotoğrafını çekti ve Narin’in ağabeyi Baran’a gönderdi. Baran da bizi arayıp terliğin Narin’e ait olduğunu söyledi. Ardından terliğin bulunduğu güzergâha doğru hareket ettik. Baran’da jandarmaya söyledi ve terliği jandarmaya teslim ettik” dedi.

TERLİKLER ÇUVALDA ÇIKTI, KAFA KARIŞTIRMAK İÇİN

Ancak Narin’in terliğinin aynısının bilinçli olarak araca konulduğu ve jandarmanın dikkatini dağıtmak arama faaliyetlerini Suriyelilerin bulunduğu farklı yönlere sevk etmek için suç delillerini gizlemek için bu yönteme başvurulduğu ortaya çıktı.

Terliği Çarıklı beldesi yolunda bulduklarını söyleyip arama faaliyetlerinin köyün dışına yönlendirilmeye çalışıldığı tespit edildi. Jandarma görevlilerine Narin’in terliği olduğunu söyleyip yolda buldukları şeklinde ifade vermelerine rağmen 8 Eylül günü cesedin bulunduğu çuval içinde küçük kızın kırmızı terlikleri de bulunmuştu.

ÖZEL IŞIKLARLA DNA VE BİYOLOJİK BULGU ÇALIŞMASI

Bu kafa karışıklığı nedeniyle Jandarma Olay Yeri İnceleme ekiplerinin baba Arif Güran’a ait araçta çıkan kırmızı terlik nedeniyle aracı didik didik aradıkları görüntüler ortaya çıktı. Görüntülerde, görevlilerin özel yöntemle gece karanlığında özel lazer ışıklarla araç içinde DNA incelemesi ve biyolojik bulgu çalışması yaptıkları görülüyor.

Jandarma Komutanlığına çekilen araçla ilgili gece karanlığında inceleme yapan Olay Yeri İnceleme Ekipleri, “21 ADT 429 plakalı araç üzerinde dalga boylu ışık kaynağıyla yapılan olay yeri inceleme faaliyeti” diye anons yapılıyor. Ardından aracın içerisinde zemin, tavan aksamı, koltuk döşemeleri, sırt bölgesi, kılıflar ve zemindeki paspaslar ile torpido bölgesinde özel ışıklarla delil arama çalışmalarının yürütüldüğü görülüyor.