Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ tahliye olduktan sonra Ankara'da parti liderlerini ziyaret etmeye devam diyor. Özdağ ilk olarak İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu'nu ziyaret etti, ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e gitti. İki görüşmeden sonra da kameralar karşısına geçildi. Sorular yanıtlandı.

Dervişoğlu, "Bu görüşmelerde partilerimizin ve şahıslarımızın siyasi faydasını değil, milletin talep ve beklentilerine cevap verecek şekilde büyük Türk milletinin beklentilerini karşılayacak bir biçimde ortak hareket etme ihtiyacı hasıl olursa bundan geri durmayacağımızı karşılıklı olarak ifade ettik. Sözlerim aslında üzerinde değerlendirme yapmaya elverişlidir. Müsaade edin o değerlendirmeyi önümüzdeki süreçte kendi aramızda yapalım" dedi.

Ümit Özdağ ise burada yaptığı konuşmada ilk siyasi parti ziyaretini desteklerinden dolayı İYİ Parti'ye yaptığını söyledi. Son günlerdeki Talat Paşa tartışmalarına ilişkin konuşan Özdağ, yarın saat 11.00'da Ankara'da Talat Paşa heykelinin önünde saygı duruşunda bulunacağını belirtti.

Özgür Özel'den Erdoğan'a mazot yanıtı!

İKTİDARA GÖÇ UYARISI

İsrail ve İran çatışmaları üzerinden olası bir göç dalgası ihtimaline yönelik sorulan bir soruya yanıt veren Özdağ, "Türkiye yeterince göç almış bir ülke. Daha fazla göçe ihtiyaç duymaz. Mevcut olanların ülkelerine dönmesi süreci şekillendirilmeli. İran'da rejimin yıkılmasıyla sonuçlanacak ve belki de iç savaşı tetikleyecek sürece evrime ihtimali var bundan dolayı iktidarı bunu göz önüne alarak şimdiden sınırda gereken önlemleri alması gerektiği konusunda uyarmayı gerekli hissediyorum" ifadelerini kullandı.

Özdağ, daha sonra Özgür Özel'e ziyarette bulundu. Görüşmenin ardından iki genel başkan kameraların karşısına geçerek “siyasi tutuklular” ve “hukukun üstünlüğü” mesajı verdi.

Beş ay Silivri’de tutuklu kalan Özdağ ise CHP’ye desteği için teşekkür ederek “Cumhuriyet Halk Partisi'ne 5 ay hukuksuz bir şekilde rehin tutulduğum süreçte vermiş olduğunuz hukuk ve demokrasi desteği için teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum” dedi.

ÖZEL, ERDOĞAN'IN SÖZLERİNE YANIT VERDİ

Özel, CHP'nin son Grup Toplantısı'nda bir galon ve bir litre mazot getirip akaryakıt fiyatlarını eleştirmişti. Özel, hayat pahalılığının tek sebebinin de Erdoğan olduğunu ifade etmişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da AK Parti Grup Toplantısı'nda asgari ücretlinin arabasına ayda 10 kez mazot doldurabildiğini söyledi.

Özel, Erdoğan'ın bu sözlerine yanıt verdi. Özel, Erdoğan'ın 'klimalı salonlardan çıkması' ve bu açıklamadan hicap duyması gerektiğini söyledi. Özel şunları ifade etti:

Ben Sayın Erdoğan'ı klimalı salonlardan çıkmaya, çiftçinin halini tarlada, işçinin halini servis bekledikleri duraklarda ya da fabrikalarında, esnafın halini maalesef tek başına siftah yapmayı beklediği öğle saatlerine ikindiye kadarki yalnız başına beklediği dükkanlarında, emeklinin halini de alışveriş yapamadığı ve geç saatlere bıraktığı pazarlarda bir sormayı dilerim.
Bakalım emeklinin durumu neymiş? Daha ne söyleyeceğiz? Yani AK Partili emekli de Tayyip Erdoğan gelmeden önce 8 çeyrek altın alıyordu maaşıyla. Şimdi iki çeyrek altına düştü. AK Parti'ye oy veren asgari ücretli de 7 çeyrek altın maaş alıyorken 3 çeyrek altına düştü.
O şimdi bizim bidon hesabından üzülmüş başka mazot hesapları yapıyor ve ben bir ülkeyi 23 yıldır yöneten kişinin benim verdiğim asgari ücretle 445 litre mazot alınıyor hesabından kıvanç değil hicap duyması gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü Alman Şansölyesi bu cümleyi benim verdiğim asgari ücretle 1370 litre mazot alınıyor diyor. Türkiye'dekinin mazot üzerinden tam 3,5 katı bir fark var Almanya ile aramızda. Almanya'da asgari ücret ilk bir yıl alınan ve hızla uzaklaşılan toplam ücretlilerin yüzde 9'unun aldığı ücrettir.
Türkiye'nin 3,5 4 katı. Sayın Erdoğan asgari ücretin mazot karşısındaki alım gücüyle övünüyorsa bunu Türkiye açısından da kendisi açısından da sağlıklı bir değerlendirme olmadığını ifade etmem lazım.

Özgür Özel'den Erdoğan'a mazot yanıtı! - Resim : 2

CHP VE İYİ PARTİ ARASINDAKİ GERİLİM

Özel, Meclis’te yaşanan İYİ Partili Yasin Öztürk‐CHP’li Tekin Bingöl tartışmasına ilişkin soruya, şöyle yanıt verdi:

Müsavat Bey'in açıklamalarını takip ettim. Ben mecliste en uzun süre meclis tarihinde grup başkanvekilliği yapan iki kişiden birisiyim. Dün akşam yaşananları dikkatlice sonradan izleme imkanım oldu. Mecliste dün akşam zaman zaman yaşanan bir talihsiz meclis ve iletişim kazası olmuş.

Tekin Bingöl'ün Ermeni soykırımı konusundaki tutumunun ne partimizden ne benden farklı olmadığı açıkça ortadadır. İlk kez yönetilen, ilk kez görev yapılan bir süreçte kapanan mikrofonun Tekin Bingöl'ün söz kesmesi gibi algılandığı bir noktada, bir telefon görüşmesiyle dikkatin dağınık olduğu bir yerde ve asla ve asla meclisin Başkanlık Divanı'nı da takınılmaması gereken tutum, yapılmaması gereken bir hareketin yapılmasıyla birlikte bir bütün istenmeyen olaylar bütünü oluşmuş. Bu meseleyi böyle değerlendirmek lazım.

Meclis'te böyle durumlarda bir arka oda var. Oraya geçilir ve birbirinin samimiyetinden, iyi niyetinden şüphe olmayan kişiler bu tip kazaları telafi ederler. Bu imkanın değerlendirilmesi mümkün olmamış bir cezalandırma olmuş ki zaten fiilin onu gerektirdiği konusunda bir toplam mutabakat var. Ancak biz muhalefetin böyle meselelerden dolayı birbiriyle çelişki, birbiriyle sürtüşme, birbiriyle sert dillerle birbirine cevap vermesinin hiçbirimizi değil bir kişiyi memnun edeceğini biliyoruz. O kişi de bugün hepimize birden zulmeden kişidir. O yüzden dünü dün akşam da bırakmak lazım. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz bundan sonraki süreçte İyi Parti ile seçmenlerine duyduğumuz saygıdan ve kendilerine duyduğumuz saygıdan mütevellit iyi ilişkilerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Bizim muhalefetin birbirine düşmesine böyle bir süreçte hakkı yoktur. Kimseyi de Cumhuriyet Halk Partisi'nin ittifakının dışında kimlerle müttefikse onlar hep birlikte biz tekiz demesinler. Biz Türkiye İttifakıyız. Yerel seçimden önce de bunu çok konuştuk. Öyle bizim karşımızda tek olan Türkiye'yi Cumhuriyeti kuran partinin ve son seçimlerin ve tüm anketlerin birinci partisinin dışında kendisini tutan, gören birisi milleti dışlamış olur. Müsavat Bey bunu hiç istemez. Ben Müsavat Bey'in bu konudaki iyi niyetine şahsen de kefilim.

ZEYTİNLİK ARBEDESİNE AÇIKLAMA!

Özel, TBMM'deki çıkan arbede ile ilgili şunları ifade etti:

Biliyorum. 23 yıldır aynı arbede yaşanıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi zeytinlikleri maden aramasına açmak istiyor. Biz de köylüler adına ve çevre duyarlılığımızla buna direniyoruz. En son bundan 3 yıl önce aynı şey olmuştu. Geri çekilmişti. Bu konuda bir toplumsal duyarlılık var.
Milletvekilleri bu duyarlılığı ortaya koyuyorlar. Ortaya çıkan görüntülerin bir tarafı maalesef Mustafa Varank. Dün mitingde söyledim. Gençlerin boykotunu istediği bizim de destek verdiğimiz bir şirket. Şimdi bu boykot sona ersin diye gençlerin tüm taleplerini karşılamaya hazır ve şirket diyor ki ya bizim boykot bize zarar verdi ama Mustafa Varank'ın gelmesi en büyük zararı verdi.
Buraya Varank düşeceğine yıldırım düşeydi daha iyiydi diyor. Bugün de meclisin o toplantı salonuna Varank dışında kim gireymiş? Zeytinlikler içinde, meclis içinde, siyasi ahlak içinde çok daha iyi olurmuş. Meclisin başına olabilecek en kötü şey oldu. Varank yine geldi ve kendi seviyesine çekmeye çalıştı meclisi. Çok üzgünüm.