Gaziantep denince akla ilk olarak eşsiz mutfağı gelse de bu şehir yalnızca lezzetleriyle değil, tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olmasıyla da öne çıkıyor. Kadim kültürü, mimarisi, doğası ve kendine has yemekleriyle gelen misafirlerini kendine hayran bırakıyor.Tarihi yapıları, el işçiliği ile meşhur zanaatları ve özgün mutfağıyla Gaziantep, hem gezilecek hem de tadılacak çok şeye sahip. Biz de “Gaziantep” denince ilk akla gelenleri derledik.

Gaziantep Kalesi

Gaziantep Kalesi, şehrin tam merkezinde yer alan ve Gaziantep’in simgelerinden biri olan tarihi bir yapıdır. İlk olarak Roma döneminde gözetleme kulesi olarak inşa edildiği düşünülen kale, Bizans döneminde kapsamlı şekilde genişletilerek bugünkü halini almıştır. Yüksek bir tepe üzerine kurulu olan kale, yuvarlak planlı yapısı, 12 burcu, sur duvarları ve içindeki tünellerle dikkat çeker. Yüzyıllar boyunca hem savunma hem de yönetim amacıyla kullanılan kale, aynı zamanda şehrin tarih boyunca stratejik önemini de gözler önüne serer. Günümüzde restore edilerek ziyaretçilere açılan Gaziantep Kalesi, hem manzarasıyla hem de içinde yer alan “Kahramanlık Panoraması Müzesi” ile kente gelenlerin mutlaka görmesi gereken tarihi duraklardan biridir.

RUMKALESİ

Rumkale, Gaziantep’in Yavuzeli ilçesi sınırlarında, Fırat Nehri ile Merzimen Çayı'nın birleştiği noktada yüksek kayalıklar üzerine kurulmuş tarihi bir kaledir. Antik dönemden itibaren Asurlular, Romalılar, Bizanslılar, Haçlılar ve Memlükler gibi birçok medeniyetin hakimiyetine girmiştir. Hristiyanlık açısından da önemli bir yer olan Rumkale'de, inanışa göre Aziz Johannes (Yuhanna) yaşamış ve İncil'in bir nüshasını burada çoğaltmıştır. Kalede yüksek sur duvarları, sarnıçlar, kilise kalıntıları ve gizli merdivenlerle tüneller bulunmaktadır. Günümüzde bazı bölümleri Fırat Nehri’nin yükselmesiyle su altında kalmıştır. Tarih ve doğanın iç içe geçtiği bu eşsiz yapı, genellikle Halfeti veya Kasaba Köyü üzerinden yapılan tekne turlarıyla ziyaret edilmektedir. Rumkale, ziyaretçilerine hem tarihi bir yolculuk hem de büyüleyici bir manzara deneyimi sunar.

Lahmacun

Gaziantep lahmacunu, Türkiye’nin en lezzetli ve karakteristik lahmacun çeşitlerinden biri olarak kabul edilir. İncecik açılan hamurun üzerine kıyma, bol sarımsak, biber salçası, domates, maydanoz ve çeşitli baharatların (özellikle pul biber ve kararbiber) harmanlandığı özel bir iç harç yayılır. En belirgin farkı, soğan yerine sarımsak kullanılmasıdır ki bu da lahmacuna kendine has keskin ve doyurucu bir aroma verir. Ayrıca Antep lahmacununda acı oranı yüksektir, bu nedenle acı sevenler için idealdir. Taş fırında yüksek ısıda kısa sürede pişirilir, bu sayede kenarları çıtır, içi ise yumuşak ve sulu kalır. Yanında genellikle maydanoz, limon, sumaklı soğan ve ayranla servis edilir. Gaziantep’te lahmacun, sadece bir öğün değil; kültürel bir alışkanlıktır ve nere…

Zeugma Antik Müzesi

Zeugma Mozaik Müzesi, Gaziantep’te yer alan ve dünyanın en büyük mozaik müzelerinden biri olarak kabul edilen eşsiz bir kültür hazinesidir. 2011 yılında ziyarete açılan müze, M.S. 2. yüzyılda Roma İmparatorluğu döneminde Fırat Nehri kıyısında kurulmuş olan Zeugma Antik Kenti’nden çıkarılan mozaikleri, freskleri, heykelleri ve diğer arkeolojik eserleri sergilemektedir. Özellikle "Çingene Kızı" mozaiği, müzenin en ünlü ve simgesel eseridir. Binlerce metrekarelik mozaik alanıyla ziyaretçilerini adeta antik Roma döneminde bir yolculuğa çıkaran müze, hem tarihi dokusuyla hem de modern müzecilik anlayışıyla dikkat çeker. Zeugma Mozaik Müzesi, Gaziantep’in kültürel mirasını dünyaya tanıtan ve tarih meraklıları için mutlaka görülmesi gereken bir destinasyondur.

Patlıcan Kebabı

Patlıcan kebabı, Gaziantep mutfağının en sevilen ve özgün lezzetlerinden biridir. Ana malzemeleri olan patlıcan ve etin mükemmel uyumuyla hazırlanan bu kebap, genellikle kıyma veya kuşbaşı etin halka halka doğranmış patlıcanlarla sırayla dizilerek şişe geçirilmesiyle yapılır. Odun ateşinde veya mangalda pişirilerek eşsiz bir aroma kazanır; fırında da hazırlanabilir. Pişirme sırasında patlıcanın yağı ve etin suyu birbirine karışarak lezzeti katbekat artırır. Yanında sumaklı soğan, domates, biber ve lavaş ekmeğiyle servis edilir. Hem pratik hem de doyurucu olan patlıcan kebabı, özellikle yaz aylarında Antep sofralarının vazgeçilmezidir ve misafirlere ikram edilen en özel yemeklerden biri olarak kabul edilir.

Katmer

Gaziantep katmeri, şehrin en meşhur ve özgün tatlılarından biridir. İncecik açılan yufkaların arasına bolca Antep fıstığı, kaymak (genellikle manda sütünden yapılır) ve bir miktar toz şeker konularak hazırlanan bu tatlı, fırında pişirilerek sıcak şekilde servis edilir. Katmerin en önemli özelliği, incecik ve çıtır çıtır olmasıdır; ustalık isteyen bir hamur açma tekniğiyle hazırlanır. Geleneksel olarak kahvaltıdan sonra tatlı niyetine tüketilir, hatta Gaziantep’te yeni evli çiftlere sabah kahvaltısında ilk ikram edilen lezzetlerden biri olarak bilinir. Katmerin dışı hafif yağlı ve çıtır, içi ise fıstık ve kaymağın birleşimiyle yumuşak ve zengin aromalıdır. Hem yerli hem yabancı turistlerin büyük ilgi gösterdiği bu tatlı, Gaziantep’in tatlı kültürünün vazgeçilmez parçalarından biridir ve mutlaka taze pişmiş şekilde sıcak tüketilmesi tavsiye edilir.

Beyran

Gaziantep beyranı, şehrin en özgün ve kendine has lezzetlerinden biridir. Genellikle kahvaltıda tüketilen bu yemek, bir çorba gibi görünse de aslında oldukça doyurucu ve etli bir yemektir. Beyranın ana malzemeleri; geceden haşlanmış kuzu eti (genellikle boyun ya da incik kısmı), pirinç, bol sarımsak, acı pul biber ve et suyudur. Servis edilmeden önce bakır tabaklarda, özel beyran ocaklarında yüksek ateşte kaynatılır ve sıcak sıcak sunulur. Tabağın dibine haşlanmış pirinç ve lif lif ayrılmış kuzu eti yerleştirilir; üzerine et suyu, ezilmiş sarımsak ve acı biber eklenerek alevde kaynatılır. Böylece hem bol acılı hem de sarımsaklı, yoğun aromalı bir lezzet ortaya çıkar. Özellikle kış aylarında tercih edilen beyran, hem bağışıklık sistemini güçlendirdiği hem de mideyi rahatlattığı için Gaziantep halkı tarafından sabah erken saatlerde sıklıkla tüketilir. Gaziantep beyranı, hem sunumuyla hem de lezzetiyle Türk mutfağında benzeri olmayan özel bir yere sahiptir.

Bakır işlemesi,

Gaziantep bakır işlemesi, yüzyıllardır süregelen ve kentin en önemli geleneksel el sanatlarından biri olan bir zanaattır. Şehirdeki ustalar, bakır levhaları döverek şekillendirir ve ardından el işçiliğiyle üzerlerine oyma, kazıma ve kabartma gibi tekniklerle çeşitli motifler işlerler. Bu motifler genellikle Anadolu kültürünü, doğayı, geometrik desenleri ve İslam sanatının izlerini taşır. Gaziantep'te bakırdan yapılan ürünler arasında tepsi, cezve, sürahi, tabak, ibrik, kahve fincanı takımları gibi hem gündelik kullanım hem de süs amaçlı eşyalar bulunur. Özellikle Bakırcılar Çarşısı, bu zanaatın kalbinin attığı yerdir ve turistlerin en çok ilgi gösterdiği bölgelerden biridir. Ustaların çekiç sesleri arasında gezilen bu çarşıda, bakırın geçmişten günümüze nasıl hayat bulduğu gözlemlenebilir. Gaziantep bakır işçiliği, 2015 yılında UNESCO tarafından somut olmayan kültürel miras olarak da tescillenmiştir. Bu zanaat hem kentin kimliğini yansıtır hem de kuşaktan kuşağa aktarılan bir sanat geleneği olarak yaşamaya devam eder.

Gaziantep yuvalaması

Gaziantep yuvalaması, şehrin en özel ve zahmetli yemeklerinden biridir ve genellikle bayram sabahlarında, özel misafirlere ya da düğün gibi önemli günlerde ikram edilir. Bu geleneksel yemeğin en belirgin özelliği, içinde bulunan minik köftelerdir. Köfteler, ince bulgur, kıyma, tuz ve baharatlarla yoğrularak nohut tanesinden bile daha küçük olacak şekilde elde tek tek yuvarlanır. Ardından bu köfteler, önceden haşlanmış nohut ve kemikli etle birlikte pişirilir. Yemeğin sonunda yoğurt, yumurta ve unla hazırlanan terbiye eklenerek hafif ekşi ve kremamsı bir kıvam elde edilir. Üzerine tereyağında nane yakılarak servis edilir. Hem protein hem karbonhidrat açısından zengin olan yuvalama, hem doyurucu hem de oldukça besleyicidir. Yapımı zahmetli olduğu için emeğin yemeği olarak da bilinir ve Gaziantep mutfağının en önemli kültürel miraslarından biridir.

Gaziantep fıstığı

Gaziantep fıstığı, Türkiye’de yetişen en kaliteli Antep fıstığı türlerinden biri olup, hem lezzeti hem de aromasıyla dünya çapında ün kazanmıştır. Bilimsel adıyla Pistacia vera, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin sıcak ve kurak iklimine en iyi uyum sağlayan ürünlerden biridir. Gaziantep ve çevresindeki toprak yapısı, iklim koşulları ve üretim tecrübesi sayesinde bu fıstık, küçük ama yağ ve aroma oranı yüksek taneleriyle öne çıkar. Özellikle baklava, katmer, şekerleme, dondurma ve birçok tatlıda kullanılır; ayrıca kavrulmuş olarak atıştırmalık şeklinde de tüketilir. Gaziantep fıstığının en önemli türü, "Boz İç" olarak bilinen erken hasat fıstığıdır. Bu fıstık henüz tam olgunlaşmadan toplanır ve özellikle tatlılarda kullanılır çünkü rengi daha yeşil, tadı daha yoğundur. Tam olgunlaşmış fıstıklara ise "Kırmızı İç" denir. Gaziantep fıstığı, 2002 yılında coğrafi işaret tescili almış ve bu sayede kalitesi resmen tanınmıştır. Bu fıstık, sadece ekonomik açıdan değil, aynı zamanda Gaziantep mutfağının ruhunu oluşturan temel bileşenlerden biri olarak kültürel değer de taşır. "Baklava Gaziantep'te fıstıksız yapılmaz" sözü, bu önemi en iyi şekilde özetler.

Baklava

Gaziantep baklavası, Türkiye’nin ve dünyanın en ünlü tatlılarından biri olup, coğrafi işaret tescilli ilk Türk tatlısıdır. İncecik açılan yufkaların arasına bolca Antep fıstığı serpilerek kat kat hazırlanır ve üzerine eritilmiş sade yağ (tereyağı) dökülerek taş fırında pişirilir. Fırından çıkan baklava, sıcak haldeyken üzerine şeker şerbeti dökülerek tatlandırılır. Gaziantep baklavasını diğerlerinden ayıran başlıca özellikler; kullanılan Antep fıstığının kalitesi, el açması 40’a yakın kat yufka, özel sade yağ, ve ustalıkla yapılan katlama ve pişirme tekniğidir. Dışı çıtır çıtır, içi yumuşak ve bol fıstıklı olan bu tatlı, yüzyıllardır Antep mutfağının en önemli simgelerinden biridir. Genellikle bayramlarda, düğünlerde ve özel misafirler için hazırlanır. Gaziantep baklavası, 2013 yılında Avrupa Birliği tarafından tescillenmiş ve AB coğrafi işaretli ilk Türk ürünü olma unvanını kazanmıştır. Tatlı kültürünün zirvesi olarak kabul edilen baklava, Gaziantep’in gastronomi şehri kimliğini dünyaya taşıyan en önemli değerlerden biridir.

Gaziantep yemenisi

Gaziantep yemenisi, hem geleneksel el işçiliğini yansıtan hem de sağlıklı yapısıyla öne çıkan tarihi bir ayakkabı türüdür. Tamamen doğal deriden, elde ve dikişle yapılan yemeniler, yüzlerce yıldır Gaziantep’te ustalar tarafından üretilmektedir. İçinde sentetik hiçbir malzeme bulunmaz; tabanı ve üstü keçi, dana veya manda derisinden yapılır, dikişlerinde ise balmumlu ip kullanılır. Bu da yemeniyi hem ayak sağlığına uygun hem de dayanıklı bir hale getirir. Ayağı terletmez, mantar yapmaz ve ayak yapısına zamanla uyum sağlar. Yemeninin en bilinen modeli, kırmızı, bordo veya siyah renkte olan, hafif ucu kalkık ve dikişleri dıştan görünen modelidir. Eskiden hem kadınlar hem erkekler tarafından günlük yaşamda yaygın olarak kullanılırken, günümüzde daha çok hediyelik eşya, kültürel obje ya da geleneksel kıyafetlerin tamamlayıcısı olarak tercih edilmektedir. Gaziantep’te hala ustaları bulunan bu sanat, şehrin somut olmayan kültürel miraslarından biri olarak yaşatılmaya devam etmektedir. Özellikle Bakırcılar Çarşısı ve çevresinde, el yapımı yemenileri hem görmek hem de satın almak mümkündür. Hem şıklığı hem de geçmişten gelen el emeği değeriyle Gaziantep yemenisi, şehrin kültürel kimliğini yansıtan önemli simgelerden biridir.