Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck tarafından Alman Liyakat Nişanı ödülü alan Nejdet Niflioglu, Neox Medya için yazdı.

Değerli Okuyucularım, her şey değişmeli. Çevremiz, işimiz, gelirimiz, eğitm şartları, yaşam koşulları, birbirimize olan tutumumuz. Herşey! Aslında herşey değişiyorda biz mi farkında değiliz acaba?

 Gerçekten değişmesi gerekenler çevremizde algıladıklarımız mı, yoksa kendi tutumumuz mu?

Konuyla ilgilenen ilk kişi ben değilim elbette. Herakleitos isimli bir antik çağ flozofu, evrende kalıcılık ve durağanlık yoktur; herşey değişmekte, yakarak, yıkarak yaşamaktadır demiş. Kendisinden önceki flozooarın da evrende boşuna kalıcılık ve süreklilik aradıklarını, oysa evrende kalıcılık bulunmayıp, mutlak bir değişmenin söz konusu olduğunu öne sürmüş. Evrende hiçbir nesnenin hiçbir özelliği yoktur ki, değişmeden aynı kalsın. Herşey bir başka şeyin yıkımı ve ölümü sayesinde varlığa gelmekte ve daha sonra yok olup gitmektedir. Evrendeki tüm öğeler arasında sürekli bir çatşma ve savaş hali vardır ve değişmeyen tek şey, bu değişme halinin sonucu olan kozmik denge durumudur demiş.

Gerçekçi olalım; Canımızı acıtanlar, değişmeyen şeyler değilmidir aslında? Bizi monotonluğa sürükleyen devamlılık, ikna edemediğimiz insanlar, ön yargılı yaklaşımlar gibi her an her yerde karşılaşabileceğimiz olumsuzluklar değilmidir bizi sıkan? 

Halbuki günlük yaşantmızda yaptğımız en ufak değişiklikler bizi ve çevremizi ne kadar olumlu etkileyebiliyor değilmi? Yeni bir saç modeli, farklı bir tarz yaratan değişik kıyafetler, yeni iş, ev araba gibi. Oo, bunları nasıl yaparız demeyin. Bazen bayramların neden kutlandığını, hafa sonlarının aile huzurumuzdaki önemini, tatillerin ruh sağlığımızdaki etkilerini düşünün. 

Birkaç gün önce ilginç bir tartşmaya şahit oldum. Bir müşteri, alış veriş merkezinde görevli olan tezgahtarların kendisine asık suratlı ve itci davrandıklarından şikayetçi olmuştu. Ancak, her müşteri aynı görüşte değildi. Tam aksine; büyük çoğunluk, tezgahtarların kendilerine gayet güleryüzlü ve yardımsever davrandıklarını savunmaktaydı. Tartşma sürecinde olay genelleştrilmeye başlandı. Şikayete bulunan müşteri, her mağazada aynı asık suratlılıkla karşılandığını öne sürünce olayı anladım. Aslında, bu müşterinin selamsız girdiği mağzalarda, tezgahtarlara emirbaki ve tepeden tavırlarla davranmakta olduğunu sezdim. Tezgahtarları nezaket kuralları gereği selamlayıp onlara güleryüzlü davranan müşteriler ise son derece kaliteli hizmetle karşılanıyordu. 

Başkalarını suçlamadan önce kendimizi sorgulamakta mutlaka fayda var. Umduğumuz değişimi hep çevremizden beklememiz de pek doğru olmadığını düşünüyorum. Bazen evimizi, işimizi, çevremizi, fkirlerimizi hata eşimizi değiştrmemiz gerekebilir. Unutmayalım ki, dünyada değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. 

Sevgiler ve Selamlar Nejdet Nioioğlu