Adnan Oktar 3 Ayrı Suçtan Beraat Etti
Adnan Oktar silahlı suç örgütüne yönelik 72'si tutuklu 215 sanıklı dava, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesince 16 Kasım 2022'de karara bağlanmıştı.
Mahkeme heyeti, örgüt elebaşı olduğu değerlendirilen sanık Adnan Oktar'ı "örgüt yöneticiliği", "cinsel istismar", "eğitim hakkının engellenmesi", "eziyet", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" ve "kişisel verilerin kaydedilmesi" suçlarından toplam 891 yıl hapisle ceza almıştı.
Heyet, Oktar'ı yönetici konumunda bulunduğu için diğer sanıkların suçlarından da sorumlu tutarak, diğer sanıkların cezalarıyla toplamda 8 bin 658 yıl hapse mahkum etmişti.
Bugün o davalarla ilgili önemli bir gelişme yaşandı.
İstinafın bozma kararının ardından Adnan Oktar'ın da aralarında bulunduğu 19 sanık hakkında "resmi belgede sahtecilik", "resmi belgeyi bozmak ve yok etmek", "kaçakçılık", "nitelikli dolandırıcılık" ve "kara para aklama" suçları yönünden yeniden görülen davada karar açıklandı.
İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Adnan Oktar ve 14 sanık ile sanık avukatları katıldı. Bazı sanıklar ise duruşmaya Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Esasa ilişkin mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, 04 Kasım 2013 tarihinde Haydarpaşa Limanı'na gelen 21 adet konteynerın sanık Özkan Mamati'nin beyanına göre, Çin'den çıkışı aşamasında tüm belgelerin imha edildiği, yerine yine kendileri tarafından Çin'de kurulmuş olan TGL HKN Lojistik Firması tarafından sahte belgeler oluşturulduğu aktarıldı.
Mütalaada 2 suçun tefrik edilmesi istendi
Mütalaada, "kaçakçılık" ve "resmi evrakta sahtecilik" suçlarının yargılaması yapılan dosyadan tefrik edilmesi talep edildi. Dosyada mevcut belge, tutanaklar ve aldırılan bilirkişi raporu nazara alınarak kaçakçılık ve resmi evrakta sahteciliğe ilişkin yargılama konu eşyaların serbest dolaşıma girme öncesi kırmızı hat sürecinde usulsüzlük tespiti bulunmayışı, ithal edilen ürünlerin muhatabı olan Çin'de faaliyet gösteren her iki firmanın Çin menşeili oluşunun vergi kaybına sebebiyet vermediği belirtilen mütalaada, sanıkların bu suçlardan ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi istendi.
Mütalaada, "kaçakçılık" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarının yargılaması yapılan dosyadan tefrik edilmesi istendi.
"Ben 70 yaşındayım trafik cezam bile yok"
Mütalaaya karşı savunmasını yapan Adnan Oktar, "Arkadaşlarımız konuları anlatıyorlar ama karmaşık bir şey yok. Mehdiyet'in dışında İslam aleminin birleşmesi mümkün değil. Suriye'nin alınmasının sebebi de Mehdi içindir. Mehdinin orada olacağı içindir. Üç dinde mehdiyi bekliyor. Deizm ve ateizm patlama yaptı. Benim zamanında böyle değildi. İman hakikatlerini anlatmak bir yetenektir. 90'ın üzerinde mehdinin çıkacağı şeyler oldu. İsa ve Mesih'te görev başında, Mehdi'de görev başında. Benim böyle bir iddiam yok. Ben Mehdi değilim ama müjdeleyeceğim. Kaçakçılık diye bir şey yok. İtibar düşürmek için yapılmış. Alenen bir kumpas var. Bende Mehdi talebesiyim. Ben 70 yaşındayım trafik cezam bile yok. Birden bire 30 tane suçu işleten insan haline geldim. Yalan, aslı astarı yok. Bizim devletimiz kafasına göre hareket eden bir devlet değildir. Derinliği vardır. Devlet bizim gençlerimizin yiğitliklerini, cesaretlerini denemek istiyor ve gençlerimiz kendilerini kanıtladı. Devlet ne yaparsa hayır ile yapar" dedi.