DEM Parti'nin Meclis'teki grup toplantısında ilginç anlar yaşandı. Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Umudu kuşanan, özgürlüğe yürüyen Diyarbakır'dan, kadim şehirden, Kürdistan'ın dört bir yanından özgürlük için, eşitlik için, demokrasi için, Öcalan'ın özgürlüğü için yürüyen kadınlar hoş geldiniz" ifadelerini kullandı.

MECLİS'TE "BİJİ SEROK APO" SLOGANLARI

Koçyiğit'in "Kürdistan" ifadesinin ardından salonda bulunan partililer hep bir ağızdan "Biji Serok Apo" sloganları attı. O anlar Meclis tarihinde bir ilk olarak kayıtlara geçti.

DESTİCİ'DEN ZEHİR ZEMBEREK TEPKİ

Slogana, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici sert sözlerle tepki gösterdi. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Destici, atılan sloganın devlete meydan okuma olduğunu söyledi. Destici açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Milletin ve milli iradenin temsil edildiği, devletin simgesi sayılan Gazi Meclis çatısı altında; bu millete kurşun sıkan, askerine pusu kuran, millet düşmanı bir terör örgütünün siyasi uzantısı; suçu sabit görülüp ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan PKK terör örgütü elebaşı lehine sloganlar atılıyor.

"BU SADECE HADSİZLİK DEĞİL, DEVLETE MEYDAN OKUMA"

Bu, sadece hadsizlik değil, doğrudan hukuka ve millî iradeye hakaret, yasaları hiçe sayıp devlete meydan okumadır. Akıl alır gibi değil! Bu rezilliğin hesabını, gencecik evladını, eşini, babasını, annesini "Vatan sağ olsun!" diyerek toprağa veren tek bir şehit yakınına kim verebilir? Bu vatan için elini, kolunu, bacağını, gözünü kaybeden bir gazinin yüzüne kim bakabilir?

"BU İHANETİ KİM AÇIKLAYABİLİR"

Şehit ya da gazi olmasa bile, gençliğinin en güzel yıllarını bu vatansızlarla mücadele ederek dağda, bayırda geçirmiş; ailesinden, evinden, çocuğundan uzak kalmış binlerce insanın vicdanına bu ihaneti kim açıklayabilir? Meclis çatısı altında atılan sloganlar, açıktan terör örgütü propagandasıdır.

"KAFALARINI EZİP GEÇECEKSİN"

Bu tablo, sürecin terör örgütünün meclisteki uzantıları tarafından istismar edildiğinin de açık bir göstergesidir. Derhal bu olanlara müdahale edilmeli; bu küstahlığa ve ihanete güçlü, hukuki ve kararlı bir cevap verilmelidir. " İmralı'yla doğrudan diyalog" diyen DEM'in derdi barış değildir. Barışın anahtarı, bu ülkenin mukadderatına yıllarca ihanet etmiş, arkasına emperyalist güçleri alarak kırk yıl boyunca bu millete kurşun sıkmış bir örgüt elebaşı olamaz!

Bir kez daha söylüyoruz ki, terörle teröristle müzakere olmaz. Olursa işte böyle hadsizleşirler. Kafalarını ezip geçeceksin hepsi bu kadar…"